Pamukkale Hierapolis Antik Kenti hakkında bilgi

Pamukkale Hierapolis Antik Kenti hakkında bilgi

 Hierapolis, Denizli’den 20 kilometre uzaklıkta binlerce tapınağın ve antik yapının bulunduğu bir kenttir. Zaten arkeoloji biliminde de adı “Holy City” olarak geçer bunu da Türkçe’ye çevirirsek anlamı “Kutsal Kent”tir. Arkeolojiciler ve antik kent araştırmacıları Hierapolis’in Frigyalılara ait bir şehir olduğunu söylerler. Bunu Loadikya ve Tripolis kentlerine yakınlığı da destekler. Hierapolis adı eski Yunanlar tarafından konsa da daha öncesinde burada yaşamın olduğu bilinmektedir. Hellenistik dönem öncesinde ise herhangi bir iz bulunamamıştır.

Hierapolis ismi nereden gelmiştir?
Hierapolis, kent halini milattan önce 2. yüzyılda almıştır. Bergama kralının karısının adı Hieradan idi. Bu yüzden bu kentin adı Hierapolis olmuştur. Yani Hiera’nın şehri anlamını taşımaktadır. O zamanlarda şehir adları genellikle insan isimlerine vakfediliyordu.
Deprem öncesi ve sonrasında Hierapolis
Milattan sonra 60 yılı ve öncesinde Hierapolis, tipik Hellenistik dokuyu gösteren bir kentti. Fakat 60 yılında yaşanan büyük deprem sonrasında kent tamamen yıkıldı ve yeni bir oluşum sürecine girdi. Bu süreçten sonra Roma kültüründen etkilenen kentte Roma’dakine benzer yapılar baş göstermeye başladı. Bu kent sadece Romalılara değil, Bizansın’da etkisi altında yaşamını sürdürmüştür.

Not : Buranın Hristiyanlar tarafından da kutsal bir yer olarak görülmesinin nedeni Hz. İsa’nın havarisi olan Aziz Philip’in burada öldürülmesidir.

Şimdi size bu kentte yer alan objeleri ve önemli yerleri tanıtacağız. Bu sayede Hierapolis antik kentinin tüm detaylarını öğreneceksiniz.

Frontinus Caddesi :
Kent aslında basit bir mimariye sahipti. Bu mimaride en önemli kısmı ise Frontinus Caddesi oluşturuyordu. Bu cadde 4 metre genişliğinde ve yine geniş bir kapıya sahipti fakat kapı günümüze kadar ulaşamamıştır. Üstelik tam orta tarafından üstü kamufle edilmiş bir atık, kanalizasyon sistemi geçmektedir. Şehrin ana caddesi olduğundan sağ ve sol taraflarında dükkanlar bulunmaktaydı.
Agora :
Agora meydanı deprem öncesinde şehrin baya dışında sadece üretim ve atölye için kullanılıyordu. Fakat milattan sonra 60 yılında yaşanan deprem sonrası burası ticaret meydanı haline gelmiştir ve yine milattan sonra 2. Yüzyılda buraya dünyanın en büyük agorası inşa edilir. Halen buradaki kalıntılar arkeolojik çalışmalarla yeryüzüne çıkarılıyor.
Kuzey Bizans Kapısı :
Kuzey Bizans kapısı adından da anlaşılacağa üzere Bizans döneminde yapılmıştır. Kentin her iki ucunda da (Kuzey ve Güney) iki kapı bulunmaktadır ve bu kapılar simetrik bir şekilde inşa edilmiştir. Aslında bu kapıların gösteriş dışında başka bir amaçları yoktur. Kapının her iki yanında da onu destekleyici kuleler bulunmaktadır ve bu dönemin Hristiyan sembolleri de üzerine işlenmiştir.
Güney Bizans Kapısı :
Bu kapı da şimdiki Pamukkale’nin bir numaralı malzemesi olan travertenler ve mermer bloklarla inşa edilmiştir. Bu yüzden bu tür kapılara devşirme kapılar denir. Güney kapısı da kuzey kapısının tüm özelliklerini taşır fakat bu bölge daha alçakta kaldığı için hizaları aynı değildir.